Sevgili Dostlar!

Bir süreliğine mola verdiğim yazı-yorum köşemizde yeniden sizlerle baş başayım. İnşallah ara ara birlikte olacağız.

Gördüğümüz, gözlemlediğimiz, duyduğumuz, yaşadığımız, yanı başımızda müşahede ettiğimiz manzaralar artık tahammül edilemez, görmezden gelinemez bir hal aldı. Ne idik, ne olduk… Bu biz miyiz, Biz bu muyuz…

Olamaz, olamayız böyle,

Aldırmadan geçip gidilecek, görmezden gelinebilecek bir hadise değil…

Münferid bir hadise diye geçiştirilebilecek bir duru değil.

Kanımıza dokunuyor… Bu kansızlık çünkü,

Aile yapısı çökmüş bir milletin millet olma vasfı can çekişiyor demektir.

İşte yanı başımızda olmuş, ulusal kanallara kadar düşmüş bir iğrençlik.

Pes artık …

Ortada evlilik var… Kadın var, koca var, çocuk var.

Ama çocuk komşusundan…

Bundan dolayı ne kadında bir utanma var,

Ne komşuda bir telaş,..

Ne kocada bir mahcubiyet…

Üçü de aynı karede ve arsızca poz veriyor.

Bir de çıkmış kadın şükrediyor “çocuk komşumdan” diye…

Ve bunu program diye canlı yayında bir marifetmiş gibi millete aktarıyorlar.

Ar, haya, namus, ırz kavramları lügatlerden silinmiş.

Tarihimizde benzerine rastlanmamış, inancımızda söz konusu bile olamayacak, örfümüzde yerin dibine sokulacak bir hadise haber diye, program diye sunuluyor millete.

Bizde alık alık izliyoruz, tepkisiz, normal bir şeymiş gibi…

Yazık bize, yazıklar olsun…

Bitişe gidiyor aile yapımız. Ayaklar altında namusumuz, çiğneniyor ırzımız… Ve biz afyon yutmuş gibi olduğumuz yerde duruyoruz.

“Hepimiz ermeniyiz” diyenlerin kanı mı karışmış bunlara…

Bir izahını bulamıyorum.

Yoksa bizim kanımızdan böyle k…bozuklar çıkarmı…

***

Bundan 13 yıl önce Agos Gazetesinin Kurucusu ve Yayın Yönetmeni  Hrant Dink uğradığı suikast sonucu öldürüldü. Türkiye’de bir anda “HEPİMİZ HRANT’IZ”, “HEPİMİZ ERMENİYİZ” diyen T.C. Vatandaşları ortaya çıktı. Gazete, TV ve Sosyal Medya nerdeyse bu sloganlarla sallandı.

Kardeşimiz CAN AZERBAYCAN Karabağ’da tatbikat yapıyormuş, tatbikat değil bu savaş. Ermenistan’ın asker kaybı her geçen gün artıyor. Naçizane teklifim var. 2007 Hrant Dink’in suikastı sonucu ortaya çıkan “HEPİMİZ ERMENİYİZ” binlerce Türk görünümlü Ermeni vatandaşı, Ermenistan’a gidebilir. Ne de olsa Ermenistan’ın askere ihtiyacı var… buradan duyurulur…

Belki o kanı bozukları böylelikle temizlemiş oluruz.

***

Gelelim ANA Muhalefete…

Çarşı her şeye KARŞI, CHP’de her şeye karşı.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz de bir darboğazdan geçiyor.

Krizler, ekonomik sıkıntılar, ülkemizin genel olarak durumu ortadayken, devlet ayakta durmaya çalışırken, devlete, millete ve devletin yaptıklarını karşı durmaya çalışan bir zihniyet.

Azerbaycan’a İHA ve SİHA verir, Niye verdiniz?

Karadeniz’e doğalgaz var, ne gerek vardı, o kadar masraf edeceksiniz, dışarıdan alsak daha iyiydi…! Akdeniz’de söz sahibi olmak için, Devlet Libya’ya destek olur, ticari anlaşmalar yapar, ne işimiz var orda…?

Pandemi sürecinde devletimiz aşı çalışmaları yapar, aşıya gerek yok ki?

Ticaret olsun, kepenk kapanmasın diye kredi verir, Dar gelirli vatandaşa sosyal destek verir, bankaları ve hazineyi boşaltıyorsunuz derler?

Bunlar sadece birkaç tanesi, daha neler neler… saymakla bitmez.

12 adaları AKP hükümeti ve Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiğini iddiaa eden bir zihniyet,

Kendi seçmeni dışında bir partiyi tanımayan, diğer parti seçmenlerine karşı kibirli, aşağılayıcı, hakaret eden bir zihniyet. 

Kendine oy vermeyen vatandaşa “nankör millet” diyen bir zihniyet…

Bu yazdıklarımı kesinlikle politik bir gözle bakmayın.

Bir tarafta bu kadar sıkıntının içinde gemiyi yüzdürmeye çalışan kaptan ve ekibi, diğer tarafta gemiyi batırmak isteyen, tahrip eden bir tayfa…

Hepimizin aynı gemide olduğunu bilincinde olmayan(!) zümre…

Velhasıl kapı kilit tutmuyor…

***

Rahatsız olmamak için olanları görmemek, duymamak, bilmemek lazım…

Biz bu tarihin sahibi, tarihiyle gurur duyan evlatlar isek, hala bu kanın damarlarında dolaştığının bilincinde kimseler isek…

O şanlı günlerin özlemiyle yanıp tutuşan, o tertemiz, şuurlu, idealist, ilay-ı kelimetullah uğruna şehadet duygusuyla yanıp tutuşan nesillerden isek,

Anasını, Atasını sayan, evlatlarını sahip çıkmak isteyen nesillerden olma arzusu taşıyan kimseler isek,

Olan bitenden rahatsız olmamak mümkün değil.

Kutsallarımıza saldıran, değerlerimizi değersizleştiren eylem ve güruhlara karşı kayıtsız kalamayız.

Kızılelma hedefine koşan, muasır medeniyetlerin üzerinde olma ülküsü taşıyan nesillerin varlığını sürdürmesi için doğruları, güzellikleri sahip çıkıp, yüceltmek, çirkinlikleri lanetlemek ve aramıza karışmışları ayıklamak, dışlamak, ıslah olmuyorlarsa def etmek durumundayız.

Bu cümleden hareketle;

Aynı millet, tek devlet Can Azerbaycan’ı kutluyor, muzafferiyetler diliyorum. Rabbim Şehitlerimizin şehadetlerini makbul eylesin.

İçerik, senaryo, hazırlanma, dekorasyon yorum yapmayacağım. Eleştirmen değilim. 28 Eylül 2020 günü TRT ekranında izleyicileri ile buluşan UYANIŞ BÜYÜK SELÇUKLU dizisi için emeği geçen herkese, uzun bir aradan sonra ilk defa kesintisiz olarak 2 saat 40 dakika yayın yaparak heyecanla ve keyifle dizi  izlettiren TRT’ye teşekkür ederim. Kalın sağlıcakla…